Kurân-ı Kerîm

EHLİ BEYT MEKTEBİNDE DÎNÎ HÜKÜMLERİN KAYNAĞI

          Ehli Beyt mektebinde dînî hükümlerin kaynağı dörttür:

          1- Kitâb (Kurân-ı Kerîm)
       2- Sünnet
       3- İcmâ
       4- Akıl

KİTÂB (KURÂN-I KERÎM)

        Bütün İslâm ümmetinin şeksiz ve şüphesiz üzerinde ittifâk ettikleri bir hakîkattir ki; yüce kitâbımız Kurân-ı Mecîd; Allâh’ın mûcize beyânı ve eşsiz Kelâmullâhtır. Bizler, her hükmün temelinin O Kitab’da bulunduğuna itikât ederiz. Kurân; âlim ve ârif bir zâtın beyânıyla;

“hem bir kitâb-ı şeriat, (Şerîat kitâbı)
          hem bir kitâb-ı duâ, (Duâ kitâbı)
          hem bir kitâb-ı hikmet, (Hikmet kitâbı)
          hem bir kitâb-ı ubûdiyet, (Kulluk kitâbı)
          hem bir kitâb-ı emir ve davet, (Emir ve davet kitâbı)
          hem bir kitâb-ı zikir, (Zikir kitâbı)
          hem bir kitâb-ı fikir, (Fikir kitâbı)
          hem bütün insanın, bütün manevî ihtiyaçlarına merci olacak çok kitapları tazammun eden (içeren) tek, câmi bir kitâb-ı mukaddestir.[1]

           Kurân değiştirildi mi?;

Kurân-ı Hakîm hakkında hem câhil dostların cehâleti, hem de şeytânî akıllı düşmanların menfi çalışmaları netîcesinde bazı spekülasyonlar ve yanlış görüşler ortaya çıkmıştır ki, bunlara da kısaca değinmemiz iktizâ etmektedir.

Allâh’ın kitâbı olan Kurân-ı Kerîm, Hz. Peygamberimize (s.a.a.) her ne şekilde nâzil oldu ise günümüze değin değiştirilmeden, tahrîf ve tağyîr edilmeden, arttırılmadan ve eksiltilmeden gelmiştir. Bunun böyle olduğunun binlerce aklî ve naklî delîli vardır. Bu konuda gerek Kurân-ı Kerîm âyetleri, gerek peygamberimizin @ o tatlı, mübârek kelâmları, gerekse Ehli Beyt’in kudsî İmâmlarının (a.s.) şerefli sözleri (hadisleri) yeterli kanıttır.

Hangi fırkanın kaynaklarında bulunursa bulunsun, Kur’ân’a ve sağlam rivâyetlere muhâlif olarak nakledilmiş bütün nakiller ya zayıf, ya uydurma ya da bir tevîl ve tefsîri olan nakil ve rivâyetlerdir ki, itibâr edilmemesi gerekir.

Yüce Allâh buyuruyor; “O’nu (Kurân’ı) biz indirdik ve O’nun koruyucusu yine biziz.” [Hıcr (14): 9]

Ve yine Allâh buyuruyor; “O’na (Kur’ân’a) ne önünden, ne de arkasından bâtıl gelemez (karıştırılamaz).” [Fussilet (41): 42]

Canlar cânı, gönüller sultânı, iki cihân güneşi, peygamberimiz, efendimiz Hazreti Muhammed de (s.a.a.) buyurdular; “...Ey insanlar! Size iki ağır (önemli) emânet bırakıyorum. Bunlardan birisi Allâh’ın Kitâbı Kurân, diğeri ise itret’im, Ehli Beyt’imdir. Bu ikisi, Kevser havzu başında benimle buluşuncaya kadar birbirlerinden asla ayrılmazlar...”[2]

Oniki İmâm’ın dördüncüsü olan Hazreti İmâm Zeynelâbidîn @ buyurdular; “Doğu ve batı arasındaki tüm insanlar ölseler de bu ıssız kalan yerlerde Kurân yanımda olduktan sonra yalnız sayılmam.”[3]

Oniki İmâm'ın altıncısı olan İmâm Cafer Sâdık @ buyurdular;“Mümin olan kimseye, ya Kurân’ı öğreniyor, ya da öğretiyor olarak ölmek yaraşır.”[4]

Şimdi insaflıca düşünmek lazımdır ki; Allâh (c.c.), Kitâbını koruyacağını vaad ediyor, Peygamberimiz @, Kurân’ı ve Ehli Beyt’ini birbirinden kopmaz ve ayrılmaz bir bütün olarak ümmetine emânet ve vasiyet ediyor, Ehli Beyt’in İmamlarının her biri de zamanlarının birer manevi güneşi gibi ortalığı aydınlatıyor, âdetâ yürüyen, konuşan birer Kurân hükmünde oluyorlar, canlarını başlarını bu yolda fedâ ediyorlar, dünyâya meydân okuyorlar... Peki... nasıl mümkün olabilir ki, zâlimler, hâinler, mütecâvizler o mübârek kitâba el uzatabilsinler, Allâh’ın kelâmına ufacık bir leke getirmeye güçleri yetsin!!! Hiç mümkün mü? Bu dîn, bu Kitâp sâhipsiz mi? Bir şeyin sâhibi, koruyanı Allâh ise ona kim zarar verebilir? Ya da kötü niyetle yanaşabilir!? Güneşi söndürmeye çalışan ancak nefesini zâyi eder ve üzüntüsüyle cehenneme yuvarlanır gider.[5]

Kurân’ın değiştirildiği yolundaki görüşleri iki gurupta ele almak mümkündür.

Birincisi; Kurân hakkında yeterli bilgi ve araştırması olmadığı halde duyduklarını ve zanlarını birer gerçekmiş gibi câhilce ortaya atanların görüşleri.

İkincisi ise; bütün gerçekler ve Ehli Beyt’in ışık saçan beyânları orta yerde durduğu halde, inat, kasıt, İslâm’a ve hakîki Alevîliğe düşmanlık, insanları Kur’ân’dan uzaklaştırma ve dolayısıyla sapık görüş ve ideolojilerin oyuncağı hâline getirme gayretleri güdenlerin görüşleridir.

Birinci görüşte olan kimselere kardeşâne tavsiyemiz odur ki; araştırsınlar, incelesinler, bilen ve ehliyetli olan canlara danışsınlar ve her öne sürülen akıma kapılmasınlar. Böylece ümit edilir ki hak ile tanıştıkları anda hakka uyarlar, kurtuluşa ererler.

Diğerlerini ise, Allâh ıslah etsin! Ya da Kahhâr ism-i celîli ile mücâzâtını versin!...

           Allâh Kitâbını inzâl eyledi.
           Cebrâîl okudu, Ahmed söyledi.
           Ali’yi kâtibi eylemedi mi?
           Kâtip mi şaşırdı, biz mi şaşırdık?

           Birkaç şaşkın “Kurân değişmiş(!)” dedi.
           Haddini bilmeden herzeler yedi.
           Allâh kitâbını korumadı mı?
           Koruyan mı âciz, biz mi şaşırdık?

           Kurân ve Ehli Beyt emânet idi.
           “Bunlar birbirinden ayrılmaz” dendi.
           Masûmlar Kurân’ı öğretmedi mi?
           Öğretmen mi şaşkın, biz mi şaşırdık?

           Oniki İmâm’lar canlı Kur’ân’dı.
           Bu yola canın, başın verendi.
           Emânete sâhip çıkmadılar mı?
           Onlar mı şaşkındı, biz mi şaşırdık?

           Kılıçoğlu söyler sözün hak oldu.
           Kendisini bilen, Rabb’ini bildi.
           Ehli Beyt bu yolda can vermedi mi?
           Kılavuz mu şaşkın, biz mi şaşırdık?

Kitâbımız Kurân-ı Kerîm hakkındaki inancımız odur ki; tüm sorunların çözümünün temel kaynağı O’dur. Takrîben yirmiüç yıllık bir risâlet döneminde vahyolmuş, içerisinde yer alması gereken tüm vahiyleri kapsayan bir kitaptır. Âyetleri arasındaki durak işâretlerinin yeri ve konumuna bağlı olarak altıbin-yedibin arasında âyetleri içermektedir. Yalnız, hatırda kolay kalması amacıyla bir kısım zâtlar âyet sayısının yuvarlak bir rakam olarak “altıbin altıyüz altmışaltı” (6666) olduğunu ifade etmişlerdir. Ve Kurân’da yüzondört (114) sûre bulunur.[6]

Ehli Beyt Mektebi’nden bir Müslüman’ın, Kurân’dan gereği gibi istifâde edebilmesi amacıyla başvurabileceği bazı tefsîrler (Kur’ân’ın geniş açıklamaları) şunlardır:

           1 - Mecmau’l Beyân: Şeyh Tabersî
           2 - Et-Tıbyân: Şeyh Ebû Cafer Tûsî
           3 - El-Mîzân: Allâme Muhammed Hüseyin Tabatabâî
           4 - Tefsîr-i Numûne: Allâme Mekârim Şîrâzî
           5 - Tefsîr-i Kummî: Şeyh Kummî
           6 - El-Burhân: Seyyid Bahrânî
           7 - Tefsîr-i Ayâşi: Allâme Ayâşî
           8 - Tefsîr-i Sâfî: Allâme Feyzül Kâşânî
           9 -Min vahyi’l Kur’ân: Muhammed Hüseyin Fazlullâh...vb.

           Ehli Sünnet Mektebi'nden Müslüman kardeşlerimizin yazmış oldukları tefsîrlerden de;

           1 - Fî zilâli’l Kurân: Seyyid Kutub
           2 - Tefhîmü’l Kur’ân: Allâme Mevdûdi
           3 - Hak dini Kur’ân dili: Elmalılı Hamdi Yazır
           4 - Yüce Kur’ân’ın çağdaş tefsîri: Süleyman Ateş
           5 - Hadislerle Kur’ân-ı Kerîm tefsîri: İbn-i Kesîr
           6 - Tefsîr-i Kurtubî: Müfessir Kurtubî
           7 - Tefsîr-i Taberî: Allâme Taberî
           8 - Hülâsâtü’l Beyân: Konyalı Vehbi Efendi
           9 - Dürru’l Mensur: Celâleddin Suyûtî...vb.
            tefsîrler de okunmaya değer ve biz Ehli Beyt Yolu mensuplarına da faydalı olacak eserlerden bazılarıdır.



           [1] Saîd-i Nursî: Sözler, 25. söz, İşârâtü’l-Îcâz: sh: 11
              
[2] Müslim: Sahihi Müslim: c:2 sh: 362, Tirmizi: Süneni Tirmizi: c: 5 sh: 328, 329, Nesâi: Hasâisi Nesâi tercm: sh: 21, Ahmed b. Hanbel: Müsned: c: 2 sh: 14, 17, 26, 59, c: 3 sh: 366, 371, c: 5 sh: 171, 181, Dârimi: Süneni Dârimi: c: 2 sh: 431, Beyhaki: Süneni Beyhaki, El-Hâkim: Müstedrek: c: 3 sh: 109, 148, Muttakî el-Hindî: Kenzul Ummâl: c: 13 sh: 104, A. Z. Gümüşhanevî: Râmuzul Ehâdis: sh: 362, Taberâni: Mucemül Kebîr: sh: 137, Mucemüs Sağîr: c: 1 sh: 131, 135, Suyûti: Câmius Sağîr: c: 1 sh: 353, Muhyiddin Nevevî: Riyâzüs Sâlihîn tercm: c: 1 sh: 379, 380, İbrahim Canan: Hadis Ansp: c: 12 sh: 414-420, Rûdânî: Büyük Hadis Külliyâtı (Cemul Fevâid): c: 1 sh: 43, Yusuf Kandehlevî: Hayâtüs Sahâbe: c: 2 sh: 651, M. Âsım Köksal: İslâm Târihi: c: 17 sh: 313, Altı parmak peygamberler tarihi: sh: 554, Ziya Şâkir: Mezhepler tarihi: sh: 157, 158, İbnül Esîr: Üsdül Ğâbe: c: 2 sh: 12, İbn-i İshâk ve İbn-i Hişâm: Sîre, Tefsir-i İbn-i Kesîr: c: 4 sh: 113, Tefsir-i Hazin: c: 1 sh: 4, Suyuti: Dürrul Mensur: c: 2 sh: 60, c: 6 sh: 7, 306, Konyalı Mehmet Vehbi: Hülâsâtül Beyân: c: 13-14 sh: 5139, Kadı İyâz: Şifâ-i Şerîf: sh: 443, Seyyid Eyyüb b. Sıddık: Peygamberimiz ve dört büyük halîfe: sh: 433, Şemseddin Sivâsî: Dört halîfenin menkıbeleri: sh: 538, Mehmet Yılmaz: Sultân-ı Kâinât: sh: 29, Salih Suruç: Peygamberimizin hayâtı: c: 2 sh: 682, Lütfullâh Ahmed: Hz. Muhammed’in hayâtı: c: 1-2 sh: 573-574, Saîd-i Nursî (r.h.): Lem’alar: sh: 22, M. Cemal Öğüt: Fâtımatüz Zehrâ: sh: 121, M. Necati Bursalı: Hz: Ebû Bekir: sh: 140, 141, Hz. Ali: sh: 182, 183, Hz. Fâtıma: sh: 184, Yaşar Kaplan: Hz. Ali: sh: 215-217, Burhan Bozgeyik: Oniki İmam ve Alevîlik: sh: 15, 20, 24, 28, 59, Mehmed Kırkıncı: Alevîlik nedir?: sh: 14, 59, 63, Cihan Aktaş: Hz. Fâtıma: sh: 70, Murat Sarıcık: Kavram ve misyon olarak Ehli Beyt: sh: 45-47, Tevfik Ebu İlm: Hz. Fâtıma: sh: 49-53, Yaşar Nuri Öztürk: Ehli Beyt’in annesi Hz. Fâtıma: sh: 117, 118, Asrı saadetin büyük kadınları: sh: 143, Gülgûn Uyar: Ehli Beyt, sh: 38, Fuzûli: Hadikatüs Süadâ tercm: sh: 123, Abdulbâki Gölpınarlı: Mesnevi Şerhi: c: 2 sh: 144, Şeyh Kuleyni: Usûl-u Kâfî: c: 2 sh: 41, El-Harrâni: Tuhaful Ukûl tercm: sh: 65, 961, Şeyh Müfid: İrşâd (Oniki İmâm’ın hayâtı) tercm: sh: 126..160, M. Ticâni: Nasıl hidâyete erdim?: sh: 211, 212, M. Kıtay: Hakîki İslâm târihi ve Ehli Beyt: sh: 161, Prof. 1400 (Nazmi Nizâmi Sakallıoğlu): Ehli Beyt ilmihâli: sh: 53, Ehli Beyt davası: c: 1 sh: 311-314, c: 2 sh: 34, 517, Fazlullâh Kumpânî: Hz. Ali kimdir: sh: 316, Abdulbâki Gölpınarlı: Sosyal açıdan İslâm târihi: sh: 156, 157, Enis Emir: Fazilet-i Ehli Beyt-i Resûlillâh, Cafer Sübhâni: Hz. Ali’ye neler yaptılar?: sh: 122.., El-İlahiyat: c:2 sh: 585-586, Şeyh Saduk: İmam Rıza'dan hadis pınarı (tercm): c: 1 sh: 75, Abdulkadir Çuhacıoğlu: Hz. Ali s: 225, Ehli Beyt Mesajı dergileri: sayı: 1, 2, 15.., Âyetullâh Humeynî (r.h.): İlâhî siyâsî vasiyetnâme tercm: sh: 23, Meydan Larousse: Ehli Beyt maddesi, Şâmil İslam ans: sh:204, Yeni rehber ansp: c: 6 sh: 209, Seyyid Şerafeddîn: El-Müracaat, Seyyid Ali Milânî: Risâleler, Allâme Emînî: El-Ğadîr...
              
[3] Kuleynî: Usûl-u Kâfî: c: 4 sh: 403 Kitâb-u fazli’l Kurân, hd. no: 13, Muhammed Bâkır Meclîsî: Bıhâru’l-Envâr: c: 46 sh: 107
              
[4] Kuleynî: Usûl-u Kâfî: c: 4 sh: 409
              
[5] Kurân’ın her türlü tahrîf ve değiştirilmeden korunduğuna dâir bakınız: Cafer Sübhânî: El-İlâhîyât: c:2 sh: 945-949, Muhammed Hâdî: Sıyânetü’l Kurâni mine’t tahrîf (Kurân’ın tahriften korunmuşluğu), ve bir sonraki dipnotta verilen kaynaklar.
              
[6] Kurân hakkında geniş bilgi için bakınız: A. Sabri Hamedani: İmâm Cafer Sadık buyrukları: sh: 134, İslâm’da ışıklı yol (Ehli Beyt yolu), Usûl-ü Kâfî: c: 4, Kurân’ın fazileti bâbı, Cafer Sübhani: El-İlâhiyât: c:2 sh: 206-416, Said-i Nursî (r.h.): Sözler: 25. söz, Şîa-İmâmiyye inançları: sh: 14, Seyyid Radıyy (r.h.): Nehcül Belâğa (Hz. Ali’nin söz ve hutbeleri) sh: 53, Mehdi Pur: Dînî makâleler, Şirali Bayat: Sûrelerin fazileti, Ali Kirazlı: Ben bir Alevîyim, Ehli Beyt Mesajı dergisi: sayı: 2, Seyyid Hüseyin Nasr: İslâm idealler ve gerçekler, Murtazâ Mutahhari (r.h.): Kurânî araştırmalar, Allâme Tabatabâî (r.h.): İslâm’da Kurân, Muhammed Bâkır Sadr (r.h.): Kurân okulu, Hâşimi Rafsancâni: Kurân çerçevesinde, Dr. Beheşti (r.h.): Kurânı anlama metodu, Ali Şeriati (r.h.): Kurân’a bakış, Muhammed Hüseyin Fazlullâh: Min vahyil Kurân, Şaban Karataş: Şîa’da ve Sünnî kaynaklarda Kur’ân târihi, Muhammed Kutub: Kurânı nasıl okuyalım?, Mevdudi: Kurânı nasıl anlayalım?, Mehmet Alagaş: Kurâna yönelirken, Abdullâh Yıldız: Kurânı anlamak farzdır, M. Fethullâh Gülen: İnancın gölgesinde 2, Dr. İsmail Karaçam: Sonsuz mucize Kurân....vb.

Ehli Beytin Yolu
 
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol